Tag Archives: sarangkot
Gallery

Himalayalar’ın Ortasında: Nepal Gezisi – 2

9 Feb

Evet, sanırım artık Pokhara’dan bahsetmeye tekrar dönebiliriz. Kolay değil Pokhara’ya gitmesi ya 70-80 usd’yi gözden çıkarıp yarım saatlik bir uçak yolculuğuyla gideceksiniz ya da bizim gibi hem de etrafı görmüş oluruz diye 8 saatlik bir otobüs yolculuğunu göze alacaksınız. Hani haritadan bakınca da pek yakın görünüyorlar ama Katmandu- Pokhara yolu bizim stabilize köy yollarını aratır cinsten olduğundan mütevellit yol git git bitmiyor. Bir de üzerine yoğun sağanak yağışı koyun da tam olsun.  Hem yağmur damlası bizim buralar gibi incecik değil, böyle besili kocaman damlalar.

IMG_6244

Katmandu’daki düşük standardlı konaklamamızdan sonra biraz paraya kıymaya karar verdik ve The North Face Inn’de yer ayırdık(bu sefer gecelik 28 usd verdik). Sağolsunlar, yağmurun selin içerisinde bizi odamıza kadar getirdiler. Balkonu pek güzel , manzarası da pek bir güzel olması muhtemel; muhtemel diyorum zira normal şartlarda Himalayalar’ın en yüksek zirvelerinden Annapurna’yı gördüğü iddiası var; odamızda Katmandu’dan sonra haliyle rehavete kapıldık.

IMG_1575

Her neyse bir şekilde Pokhara’ya yerleşmiş olduk ama öylesine bir yağmur var ki; başını çıkardığın an sucuk gibi olacaksın, kaçarı yok. Biz de malum Pokhara ucuz outdoor kıyafet cenneti olarak biliniyor, yağmuru bahane edip kendimize güzel ciciler alalım dedik. Özellikle The North Face’in kendi mağazasından sonra  hemen yanında başlayan dizi dizi outdoor dükkanlarından Pokhara’dan dönene kadar kendimizi zor attık. Ancak ilk gün olan acemiliğimizden sonra kumaşından , dikişinden anlar hale geldik adeta. Normalde çok pahalı olduğunu bildiğiniz ürünler olunca, aslında tüm fiyatlar ucuz geliyor. Hem çok benziyorlar birbirlerine hem de satıcılar pazarlıksız katiyen çalışmıyorlar. Hal böyle olunca bir anda zorlu bir maratonun içerisinde buluyor insan kendisini, ama kendini kaybetmemek önemli tabii.

IMG_6246

Sonuçta montumuzu , botumuzu da aldığımıza göre Sarangkot’a çıkmak için tek eksiğimiz havanın düzelmesi. Ancak gelin görün gökyüzünden bulut , havadan yağmur son güne kadar eksik olmuyor. Hal böyle olunca Himalayalar’ı görmek için teptiğimiz onca yoldan sonra kuzu kuzu kaderimize teslim oluyoruz ve göl kıyısına kurulmuş olan bu keyifli kasabanın tadını yemece içmece ile çıkarıyoruz adeta.

Hint yemeklerine zaten zaafı olan biri olduğumdan, neredeyse her yediğimiz yemekten çok kolay mutlu olabildim. Ama biraz da Zeynep için 1-2 öğünü batı tarzı yemek yapan restoranlarda geçirdik. Şimdi topu sadece Zeynep’e atmış oldum ama Olive Cafe’de yediğimiz, aslında Türkiye için standard olan, hamburger 5-6 günün sonunda pek keyif verdi doğrusu. Fiyatları da makuldu doğrusu. Bir de Lonely Planet’da özel olarak tavsiye edilen Caffe Concerto’da pizza yiyelim dedik. Dedik ama bir türlü gelmek bilmedi. İşin şakası bir yana Dasain olduğu için işletmeler çalışan bulmakta zorlanıyordu, ama neredeyse aç kalıyorduk Caffe Concerto’da. Bu yüzden pizzası lezzetli olsa da aklımızda pek güzel yer edemedi. Son olarak ise Punjabi Restaurant’dan bahsedeyim. Hijyen yönünde rica ederim algınızı kapayın ve mümkünse tuvalete gitmeyin. Ama Sezar’ın hakkı Sezar’a. O kadar lezzetliydi ki yemekler Zeyneple parmaklarımızı yememek için zor tuttuk kendimizi. Bol baharatlı klasik hint mutfağının keyfini çıkarmak için ideal bir mekan.

IMG_1533

Tabii, biz 8 saat yolu sadece yemek yemeye gelmedik malum. Neyse ki, son gün güneş hafif yüzünü gösterdi de; biz de Sarangkot’a olmasa da World Peace Pagoda’ya çıkma şansını bulduk. Pokhara’dan yaklaşık 300 metre yüksekte olan pagodaya gitmenin en keyifli yolu, iskeleden bir sandal kiralamak ve 20 dakika kadar küreğe asılmak. Bu arada ister pagodaya gitmek için olsun , ister gölün keyfini çıkarmak için iskeleden sandal kiralamak kesinlikle tavsiye edilir. Zira hava kapalı bile olsa Pokhara her yandan inanılmaz keyifli manzaralar vaadediyor bizlere.IMG_1563

Kendinizi gölün kıyısına attıktan sonra Pagoda’ya çıkmanız yaklaşık 1-1.5 saatlik bir tırmanış gerektiriyor. Tabii burada belirleyici olan sizin kondisyonunuz oluyor, biz bu konuda iddialı olduğumuzu söyleyemeyeceğiz. Yine de kah manzara seyrederek , kah yerli çocuklarla fotoğraf çektirerek çıkıyoruz Pagoda’ya. Aslında son derece sade yapılmış olan Pagoda konumu itibariyle öylesine ihtişamlı duruyor ki… Tüm bunlarla birlikte atom bombasına karşı dünya barışını simgeleyen ve günümüzde Dünya’da 80 adet inşa edilmiş olan World Peace Pagoda’nın buraya inşaası o kadar kolay olmuyor 1972 ‘de neredeyse tamamlanmış olan Pagoda’yı zamanının Kraliyet yönetimi sudan sebeplerle yıktırıyor. Buna rağmen ısrarcı olunuyor ve 1992’de son haline tekrar getiriliyor. Özetin özeti devletler tüm dünyada tahammülsüzlüğün farklı örneklerini farklı zamanda göstermekten geri durmuyorlar.

 IMG_1595

Bir günü de Pagoda’ya çıktık indik diye geçirirken , Katmandu’ya dönme vakti geliyor. Yine sabahın köründe otobüsümüze binmek için kalkıyoruz, bir de ne görelim bulutlar gitmiş ve zirveler görünüyor. Güler misin ağlar mısın? Biz de bilemedik işte, en azından 5 dakika da olsa zirveleri görmenin mutluluğunu yaşamış olduk diyelim.

IMG_1601

Otobüs yola çıktı, 1 saat oldu olmadı şoför ve muavinin hareketleri garipleşmeye başladı. Hadi hayırlısı derken, otobüs yol kenarında bir tamirciye çekildi ve yürüyen aksama dahil bir metal parça çıkarılıp, bir şekilde tamir edildi. Böylece Nepal’de otobüse binersen böyle şeyleri göze almamız gerektiğini iyice idrak etmiş olduk. Nihayetinde Patan’da ayarladığımız Newa Chen isimli; eski bir Newari konağından dönme otelimze vardığımızda tek aklımızdaki kendimizi odamıza atmaktı. Ne var ki pasaportlarımızı uzattığımızda resepsiyondaki kızın anlamsız bakışları, hiç de iyiye işaret değildi. Kısa süreli anlamsız sessizliğin ardından durum netleşti, ben rezervasyonu Ekim yerine Kasım için yaptırmıştım ve kesinlikle yer yoktu!!

IMG_6343

Yaklaşık 10 saatlik konforsuz bir yolculuktan sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağarken insanın en son karşılaşmak istediği durum bu olsa gerek. Tabii bizim yorgunluğunda etkisiyle sinirlerimiz alt üst oldu. Neyse ki resespsiyondaki kız gerçekten bize yardımseverdi de bize evinin odasını kiralayan bir tanıdığını arayabileceğini söyledi. Her ne kadar kulağa çok cazip gelmese de kendisine güvendik ve şansımızı deneyelim dedik. Yeter ki, tuvaleti bize özel olsun yeterdi, ne kadar kötü olabilirdi? Gerçi geceliği 13 dolardan başladığımız konaklamanın standardını 40 dolara çıkarmış olduk ama canımız sağolsundu di mi?

Ev sahibemiz 1 saatin ardından geldi. Ancak sahibemizin sarisini üzerine atmış tam bir yerli olduğunu görünce şüphe yaşamadık değil. Ne kaybederiz ki diye ablanın peşinden gittik, dar sokaklardan bir avluya çıktığımızda kapısına yöneldiğimiz ev hiç de kötü gelmedi. Ne zamanki bizi odamıza daha doğrusu dairemize çıkardılar biz sevinçten zil takıp oynamaya başladık. Ablanın oda dediği konağın bir katına yayılmış ve içinde salonu, banyosu olan kocaman bir daireydi. İşte o an nasıl bir rahatlama , nasıl bir keyif hissi yaşadım ifade etmekte zorlanırım.

Pizza ve mutlu Zeynep

Pizza ve mutlu Zeynep

Bu kadar yorgunluğun üzerine kendimizi şımartmaya hakkımız var dedik ve Birleşmiş Milletler merkezinin yakınında ağırlıklı olarak expatlara hitap eden restoronlardan birine gidelim dedik.Niyetimiz Nepal’de en iyi Hint yemekleri yaptığı iddiasında olan Masala isimli restoran iken Dasain yüzünden kapalı olunca kendimizi Roadhouse Cafe adındaki bir İtalyan restoranına atarak Nepal’deki 2. Pizza operasyonunun içinde bulduk kendimizi. Gerçekten de İstanbul’daki yeni nesil pizzacılardan hiç eksiği olmayan bir pizza yedik. Paranın gözü kör olsun; 3.Dünya ülkesi bile olsa parayı verince global dünyanın tüm nimetleri elinin altında.IMG_6309

IMG_6288

Son günümüzde ise hem Patan’ı, hem Bodnath hem de Pashupatinath’ı gezmek durumunda kaldık. Güne Lonely Planet’ın yürüyüş güzergahını takip ederek başladık. Ancak yine zoru başardık. Normalde Patan eski şehir kısmına bilet alarak girmeniz gerekiyor, ancak biz akşam geldiğimiz için almadan girebilmiştik ve zaten şehrin içinde kaldığımız için tekrar bilete ihtiyacımız yoktu. Ne var ki, yürüyüş noktasının başına gidelim derken tam bilet gişesinin olduğu noktaya kadar çıkmışız, tam arkamızı döndük ki görevliler bilet sordu. Off, ne kadar gıcık bir his bu!? Neyse artık kaşarlandığımız için görevlilere atar yapıp, zaten girmeyecektik ki biz tadında şehri terk ettik. Tabii ilk ara sokaktan geri dalmak için, nihayetinde de öyle yaptık ve yüyüşümüze gecikmeli de olsa başlayabilmiş olduk.IMG_6324

IMG_6307

Aslen Patan, Bhaktapur ve Katmandu birbirine komşu 3 krallık iken, ama gerçekten neden başkentleri bu kadar yakın kurmuşlar bana göre hiçbir mantıklı açıklaması yok; 18.yy’da küçük krallıklar bir kral tarafından birleştiriliyor. 20.yy’da Katmandu hızla büyürken de Bhaktapur biraz dışında kalabildiyse de , Patan adeta Katmandu’nun bir mahallesine dönüşüyor. Ancak meydanı ve çevresiyle en az Katmandu kadar etkileyici, tapınakları ve mimarisiyle bir o kadar da benzer. Hatta güneş batıp da günübirlik gelen turistler şehri terkedince Durbar’da takılmak ise çok keyifli ve inanılmaz huzur verici.

IMG_6283

IMG_6224

Zaman az olduğu için taksiye atlayıp Bodnath’ın yolunu tutuyoruz. Gerçi zaman az olmasa dahi biraz da pazarlıkla Katmandu için taksi mantıklı bir opsiyon. Bodnath’ın görkemli ve mistik bir yapı olmasının dışında Tibet- Çin ihtilafı sonrasında kültürel ve dini olarak da çok ayrı bir yer ediniyor. Zira sürgündeki Tibetliler’in birçoğu Bodnath çevresine yerleşiyor.  Gerek stupanın üzerinde gerekse çevresindeki avluda vakit geçirmek insanı etkiliyor. Ama biz çok vaktimiz olmadığından bir arkadaşın da tavsiyesiyle Bodnath’tan yürüyerek Pashupatinath’a gidiyoruz. Yaklaşık yarım saat mahallelerin içerisinden geçerek yürümek ilginç bir deneyim oluyor. İşin garip yanı evlere bakarak en azından kısmen batılı kalan zihinlerimizle mahallenin hali vakti yerinde mi yoksa fakir bir mahalle mi olduğunu çözemiyoruz.

IMG_6339

IMG_6292

Her neyse yürüyüşün ardından bir anda kendimizi tapınağın içerisinde buluyoruz. Bir taraftan ateşler yanıyor, bir yandan insalar ilahi olduğunu düşündüğümüz şarkılar içerisinde dans ediyor. Bagmati nehri kıyısında olan bu tapınakta ölülerin yakıldığı Ghat’ların olduğunu bildiğimizden aklımıza doğrudan ölü yakma töreninin içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Ama Zeynep dayanamıyor ve gidip soruyor; evet ibadet ediyorlarmış doğru ama ölü yokmuş ortada. Ancak ortam yine son derece mistik ve etkileyici, uzun bir süre etrafı izliyoruz. Bu arada fark ediyoruz ki yine bilet almamız gerekiyor ama yanlışlıkla Hindulara özel kapıdan girdiğimiz için bedavaya girmişiz. Tam nehrin kenarında ghatların olduğu yere gitmek üzereyken yine bilet soruluyor bize ve biz, daha doğrusu ben inat ediyorum bilet almamaya ve oraya kadar gitmişken bir ölü yakma töreni göremeden dönüyoruz. Zira bilet 1000 rupee yani 20 TL kadar kişi başı. Doğrudan girişte isteselerdi büyük olasılıkla verecektik ama tam gezmemizin sonunda istenince insanın veresi hiç gelmiyor.

IMG_6352

IMG_6305

Bazen insan normal şartlarda hiç rahatsız etmeyecek paralar için böyle inatlaşmalara giriyor gezerken. Neden, kendi adıma ben de bilmiyorum sanırım içgüdüsel bir tarafı var ya da tamamen saçmalık ve benim şahsi cimriliğim. Her neyse doğrudan ghatlara giremeyince şöyle bir etrafı dolanalım dedik ve hemen yanında yaşlı bakımevine kendimizi attık. Daha önce kutsal saydıkları bu tapınağa öleceğini anlayan insanların son günlerini geçirip ölümü burada yaşamak için geldiklerini duymuştuk ama bakımevi tam olarak ona karşılık gelmiyor tabii. Bakımevi deniyorsa da buranın bir 3. Dünya ülkesi olduğunu unutmamak gerekiyor. Zira bakım sadece verilen 3 öğün yemek, odalar gerçekten mağara gibi. Ve avluda gezinen yaşlılar gerçekten de acınası… Kimisi cüzzamlı, kimisinin bir uzuvu eksik , kimisinin akıl sağlığı yerinde değil… Kesinlikle görmelisiniz ancak insanın kolay kaldırabileceği bir ortam değil…

IMG_6286Sonuçta dolu dolu 8 günü Nepal’de geçirmiş olduk. Aksilikler başımıza geldi, kimi acemiliklerimiz oldu , yine de bizim adımıza son derece keyifli bir deneyimdi. Gezmesi zor ama bir o kadar da keyifli ve heycan verici olduğu söylenebilir. Fırsatımız olsa en yakın zamanda tekrar gitmek isteyeceğimize şüphe yok. Yine de bizim gibi sadece 1 hafta gidiliyorsa Pokhara’ya otobüsle gitmek çok mantıklı bir tercih değil. Dağların sunduğu manzaraları izlemek için çok daha yakındaki Narangkot’a gidilebilir ya  da uçak alternatifi değerlendirilebilir. Bunun dışında yamaç paraşütünden, raftinge, bungee jumpingden, trekkinge ve base camp yürüyüşlerine kadar çok geniş bir aktivite seçeneği sunuyor Nepal engin ve mistik kültürünün yanı sıra. Nepal’i gördükten sonra insan Hindistan’ı hayli merak ediyor, aynı şekilde Tibet ve Bhutan’ı da. Kim bilir ne zaman sıra oralara gelecek…