Gallery

Kurtarılmış Bölge: Kabak

23 Jul

Sanırım yolculuğun kalanında Dalaman’dan bahsetmeyecek dahi olsak; Dalaman’ın havaalanına   değinmeden olmayacak gibi. Ben hayatımda böyle ferah ve iç açıcı bir havaalanı görmedim. Ne çok yeni ne de alımlı. Ama gerek içinde yürüdüğünüz koridorlarının tamamının cam olması, gerekse bu camların dışında yemyeşil bahçelerin olması farklı hava katıyor.Bir de üstüne ocakta geldiğine dahi ılıman bir havanın karşılıyor olması eklenince, Dalaman’a inince sanki kendisini tropik kuşakta gibi hissetmek kaçınılmaz oluyor. Her neyse yolumuz Kabak’a çıkacak ama nasıl?

Kabak’a varmanın kolay olduğunu söylemek mümkün değil. Uçaktan indikten sonra sizi 3 taşıt ancak Kabak’a ulaştırabiliyor.(Biz transfere 150 TL verirseniz o ayrı ama o zaman bile vadiye inmek için araç değiştirmeniz gerekiyor.) Önce Havaş ile kendinizi Fethiye otogarına atmanız gerek. Ama dikkat Havaşlar sadece Fethiye’ye gitmiyor, bizim gibi şuursuzluk yapıp Marmaris’e gidene atlamayın.(1 saaat ve 10 TL) Bu sefer de otogarın yanındaki Petrol Ofisi’nin önünden pek de sık geçmeyen Kabak dolmuşlarına biniyorsunuz ve 1 saatlik bir yolculuk daha.(7 TL) Ölüdeniz’den sonra dolmuş tırmanmaya başlıyor, Faralya’ya varıldığında ise yükseklik ve manzara çarpıcılığında zirveye ulaşıyor.(Sosyal hayatı hakkında bir fikrim olmasa da, gerçek üstü bir manzara talebiniz varsa Faralya’da karşılık bulacaktır.) Faralya’dan 10 dk sonra ise vadinin tepesindeki Kabak köyüne geliyorsunuz. Bu noktada dolmuş tekrar sizi bırakıyor ve anladığımız kadarıyla köylülerin işlettiği vadiye inmek için kullanılan araçlarla 5 dk daha sabretmeniz gerek.(Kişi başı 5 TL) Bu arada sözde vadiye araç girişi yasak dense de, vadide çok sayıda özel araç gördüğümüz de bir gerçek. Neyse yol zaten çok çok kötü, siz arabanızı tepede bırakın…

Neyse, nihayet araç bizi Shambala’nın önünde bırakıyor. Hafif yolculuk çarpmış malum, kendimizi koltuklara atıp buz gibi bir bira ile ödüllendiriyoruz bünyemizi. Daha önce gitmeyen birinin kafasında, ne kadar dinlerse dinlesin Kabak oturmuyor. Biz de nerede kalsak diye onca arkadaşa sorup, hindi gibi düşündükten sonra en garantili seçenek olarak Shambala’yı tercih ettik. Doğru biraz pahalı(150 TL kişi başı) ama Kabak’ta tercih yaparken seçeneklerin iyi değerlendirilmesi şart.

IMG_20140629_200407

Şöyle ki;  Kabak zaten insanların genel olarak kafasının “iyi” olduğu bir yer. Özellikle bazı mekanlarda bu durumun iyice ön planda olduğunu duymuştuk, zaten gidince de bu bilgiyi doğrulamak işten bile değil. Bu kafayla gitmiyorsanız, biraz rahatsız edici olabilir. Bir de genel olarak konaklamalarda camping mantığı var. Bence çok hoş ama tamamen beklentiyle ilgili, zaten 2 hafta tatilim var biraz keyfini çıkarayım diyorsanız pek tercih etmeyebilirsiniz. Diğer taraftan “az para , çok zaman” öğrenci kafası varsa tercih edilebilir.

Öyle işte neticede biz de Shambala’yı tercih etmiş oldu. O halde biraz onun hakkında konuşalım. Bir kez vadinin sırt tarafına konumlandığı için gerçekten her an tadını çıkarabileceğiniz bir manzara sunuyor size. Öyle ki, bu manzara havuzdan, odalara hatta tuvaletlere kadar sirayet ediyor. Bunun üzerine son derece keyifle ve özenle tasarlanmış takılmalık alanları ekleyince tadından yenmiyor. Ağaçları kesip sizleri tentelerin altında pişirmek yerine, ağaçların gölgelerinden faydalanıldığından, en güneşli saatlerde bile havuz başında serin serin tembellik yapmak mümkün.  En güzel tarafı ise herkes aynı anda ortak alanları kullansa dahi, siz hala kendi kendinizeymiş gibi hissedebiliyorsunuz.

Yemeklere gelince, kesinlikle kötü diyemeyiz. Ancak 150 TL’lik fiyat insanın beklentisini biraz yukarı çekiyor doğrusu. Bir de malum sürekli yanımızda bir şef ile dolaştığımızdan, yemekleri değerlendirmek konusunda biraz sinir bozucu olabiliyoruz. O yüzden bize o kadar bakmamak gerek, aslında yemekleri güzel diyebiliriz. Bir de vadinin merkezinde olmadığınız için içeceklerinizi mecburen otelden almanız gerekiyor. Tam bu noktada da fiyatların çok uygun olduğunu söylemek mümkün değil, ama insan bu kadar keyifli vakit geçirirken bir biraya (hala tam emin olmasak da )12 TL vermek hiç koymuyor. Shambala denize diğer işletmeler kadar yakın olmasa da , manzaranın bir bedeli olarak düşünebiliriz. Sahile yaklaşık 5 dakikalık bir yol ile varıyorsunuz (sadece dönüş yolu yokuş yukarı) ama biz ortak alanların ve manzaranın keyfini aldıktan sonra sahile inme motivasyonumuzu ciddi anlamda kaybettik.

Peki Kabak’ta ne yapılır?

Sanırım en temel aktivite gevşemek ve tembellik yapmak ama tembellik deyip de geçmeyin gerçekten öyle. Bunun dışında Cennet Koyu’na tekneyle gitmek iyi  bir alternatif olabilir.(kişi başı 50 TL) Biz gitmesek de, en azından öyle duyduk. Üşenirim diyorsanız hemen koyun sol tarafında mağara var, yürüyerek ya da yüzerek gidilebiliyor. Biz şöyle bir bakıp döndük desek doğru olacak sanki. Son olarak da biraz daha emek dolu bir seçenek var: Şelale. Sahilden başlayan patikayı devam ettiğinizde yaklaşık 1-1.30 saat sürüyor şelaleye varması.10 dk’lık yürüyüşten sonra yol 2’ye ayrılıyor. Biri Likya yolunu takip ederken , diğer alternatif doğrudan vadinin içinde ilerliyor. Daha önce giden tüm arkadaşlar vadiden giden, zor ama kısa yolu tavsiye etse de, en azından işaretlenmiş olan Likya yolunu takip etmek daha kolay geldi bize. Tabela her ne kadar 75 dk gösterse de , yaklaşık 3 km olan yolu 50 dakikada yürüyebildik.  Yalnız ufak bir uyarı. Likya yolunu takip ederek ulaştığınız şelale biraz minyatür kalıyor. Yola devam edip daha büyüklere ulaşmanız gerekiyor. Biz oradayken bir çift o kadar yolu geldikten sonra, küçük şelaleden dönmüştü, aman dikkat. Biraz ilerleyince yaklaşık 10-15 metreden dökülmeden oluşturduğu bir havuzun buz gibi sularına attık kendimizi ve yürüdüğümüz onca yolun karşılığını almış olduk.

Son olarak ise Kabak’taki en büyük aktivitelerden birinin zaten “Kabak kafası” olduğunu söylemek mümkün. Malum kafa iyi gezmenin adeta serbest olduğu kurtarılmış bir bölge Kabak(bir nevi Christiania), hatta popülaritesinin bir kısmını da buna borçlu olduğunu söylersek yalan söylemiş olmayız. Bu arada kafaların iyi olduğunu gün ortası çalan tekno müzikten ya da insanların konuşmalarından anlamamak mümkün değil. Kabak kafası demişken şöyle bir örnek vereyim: Şelaleye çıkarken yemek yediğimiz mekanda çalışanlara Cennet Koyu’nda parti olacağına dair bir haber geldi.(Bir not: Tahminen ilk müşteriler bizdik) 2-3 saat içerisinde şelaleden indiğimizde ise mekanın kapatılıp partiye gidilmiş olduğunu gördük. Öyle yani; insanlar, kafalar rahat… Zaten Kabak’taki çalışan profili enteresan. Her çalışan sanki biraz müşteri. Anlaşılan insanlar kalacak yer karşılığı falan çalışıyorlar, zira Shambala’da dahil kim çalışan kim müşteri anlamak mümkün değil. Hemen belirteyim bence bu keyifli bir durum.

Hımm, bu arada Phsycodelik Köfteci fazlasıyla şahsına münasır bir mekan. Zaten önünden geçip de , çalan müziği duyunca sıradan bir köfteci olmadığını anlayacaksınız…

Not: Çevremin baskısıyla Phsycodelik Köfteci ile ilgili ayrıntıları sınırlı tutma kararı aldım.

Sonuçta kah yatarak, kah içerek 3 gün geçirdik Kabak’ta ve çılgıncasına gevşemiş durumdayız. Bence biraz kafa dinlemek ve gevşemek için çok ideal gelecek bir yer Kabak. Tüm bu güzelliklerine rağmen, birkaç yorum yapmaktan kendimi alamıyorum. Köylüler daha doğrusu Kabak’taki yerleşikler, yollarını bulmuşlar ve gelenleri adeta yoluyorlar. Bu durum vadiye inişte 5 dakikalık yol için 5 TL almalarıyla başlıyor, bakkalda bir kutu kolayı 3,5 TL’ye satmalarıyla devam ediyor. Tekne sahipleri de ayrı bir vaka. Her neyse sonuçta tüm gelir kaynaklarını yaratan kitleyi sen taşra kurnazlığı ile yolmaya devam edersen, yarın bir gün bir market gelip de bakkalının üstüne çöktüğünde sana arka çıkmasını bekleyemezsin hiç kimsenin. Büyük şirketlerin küçük esnafı öldürmesi beni de rahatsız etse de, %90’ı taşra kurnazlığından öteye gidemeyen, sürekli müşterisini düdükleyen, kadınlara ve eşcinsellere fırsatını bulduğunda her türlü pisliği yapan esnaf da yaptıklarının bedelini ödüyor aslında. Neyse bu kadar yorum yeter.

Eminim Tayyip bihaber. Kabak öyle bir yer ki, biri Tayyip’e çıtlatsa burada olanları; çileden çıkar ve ertesi gün dozerler tüm vadiyi yerle bir eder. Zira kendisinin nefretini kustuğu kimi arasa Kabak’ta var. Siz hayal edin…

 

3 Responses to “Kurtarılmış Bölge: Kabak”

  1. ismail September 3, 2014 at 11:47 am #

    Merhaba, Çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık. Bende kabağa gitmek istiyorum kız arkadaşımla ekimin ortaları gibi düşünüyorum daha önce hazirandan gidip pişmiştim. Avalon Bungalows da kalmıştık sahile uzak ve boş bir mekandı yani aile yeri gibi 🙂 Bu sefer shambala düşünüyoruz fakat hangi oda karar veremiyorum, en güzel manzara hangisinde böyle balkonlu güzel manzaralı yardımcı olurmusunuz ben R3 ü beğendim ve one larda kafam karıştı güzeller ama hangisi karar veremiyorum Dı-One ile R3 odaları şu an baktığım. teşekkürler

    • cakirca88 September 3, 2014 at 2:59 pm #

      Selamlar,

      Eminim ekimde de çok güzel olacaktır Kabak. Hatta Shambala çok ciddi anlamda ucuzladığı için çok doğru bir zaman.Açıkçası biz tebessüm’de kalmıştık, onun manzarası bile çok güzeldi.

      Şu anda evlerin adını net şekilde hatırlayamıyorum ama One’lar çok daha güzeldi diye hatırlıyorum. Fotoğraflardan çıkarabildiğim kadarıyla “one” baya iyiydi, ama tercih sizin. Hangisini seçerseniz seçin(en azından one’lar için geçerli) çok güzel bir manzarası olacağı kesin.

      şimdiden keyifli tatiller

      • ismail September 10, 2014 at 2:00 pm #

        Çok teşekkürler, en son konuştuğumuzdan beri biraz fikir değiştirdik shalamba yine günlük 200 istiyor kişi başı yani iki kişi günlük 400 yüksek bir rakam shalambayı tercih etme sebebimiz manzara ve sahile yakınlıktı sahilde tam sahilin arkasında bir yer daha var oryada bakacağız

Leave a reply to cakirca88 Cancel reply