AirBaltic‘in uçağıyla Riga’ya giderken 4 gün kalacağımız bu şehir konusunda umutlarım fazlaydı; beğeneceğimizi düşünüyordum. Ancak Riga beklentimizden farklıydı. Malum biz Türkler söz konusu yurt dışı gezisi olunca hep Avrupa’yı değerlendirdiğimiz için yoğun Rus etkisinin hissedildiği Riga çok farklı ve ayrı bir güzel geldi. Zira İspanya ve İtalya’yı bir kenara koyduğumuzda neredeyse tüm Avrupa şehirleri birbirine benziyor.
Riganın Son Derece Özgün Sokakları Var
Öncelikle Riga’ya giden birinin mutlaka RigaThisWeek‘e bakması gerek. Geniş kapsamlı ve ingilizce bir şehir rehberi… Ancak deneme yanılma doğal olarak da zaman kaybına hiç fırsat vermeden bir iki deneyimimi sizinle paylaşayım. İlki şehir merkezindeki aynı isimli otelin altındaki fiyatına tezat derecede şık olan Neiburgs Restaurant. Aslında fiyatlar çok ucuz değil ancak hafta içi öğlen saatlerinde(11-15 arası) lunch menüleri var ve fiyatı 10-12 lira kadar hem çok güzel hem de inanılmaz doyurucu. Bence siz de çok memnun kalacaksınız 🙂
Riganın Ünlü ve Garip Üçlü Binaları
Bir diğeri ise Varzob (1 Ratslaukuma iela). Varzob çok ama çok sevimli ve küçücük bir Özbek restoranı. Hem servisi hem yemekleri de çok sevimli bir amcayla teyze yapıyor çok da sıcaklar 🙂 Bir taraftan televizyonda sanki 80’lerin Türk klipleri gibi olan Özbek klipleri var ve kesinlikle Özbekçe’de Türkçe’den esintiler var… Bir de yemekler: Aslında biz Türkiye’den gelenler için çok farklı değil yine de güzel ve özel tatlar… Ama o kadar güzel bir atmosfer ki özgün yemeklerle bütünleşince kesinlikle tavsiye edilmesi gereken bir durak oluyor. Özetle bu iki yer(Varzov ve Neiburgs) hazır Riga’ya uğramışken kesinlikle uğranması gereken yerler.Denenmiştir… 🙂
Aslında çok güzel ve orjinal olduğuna hiç şüphem olmayan Rozengrals(1 Rozena iela) var… Bir ortaçağ restaurantı; adamlar üşenmemiş garsonları ambiyansı ve her şeyiyle ortaçağı yaratmışlar orada. Öyle ki gerçekçi olsun diye patates bile yok 🙂 Malum patates Amerika’nın keşfinden sonra Avrupa’ya gelmiş… Peki neden denemedik çünkü biraz tuzluydu ama çok hoşunuza gittiyse bir bira çok da pahalı olmasa gerek 🙂
Orjinal bir şehir Riga
4 gün boyunca Hanza Hotel‘de kaldık ve verdiğimiz paraya göre inanılmaz bir hizmetti. Hemen karşısında ve pencerenizin önünde devasa bir ahşap kilise var ve şehir merkezinde sayılır ; şöyle ki 5 dakikalık bir yürüyüşle en turistik yerde buluyorsunuz kendinizi.
Sol Üst Köşe Otelimiz ve Adeta Odamızın İçindeki Ahşap Kilise
Riga’da bir akşam da opera keyfi yaptık. Sonuç olarak Avrupa’da opera binaları genelde çok görkemli oluyor ve insanlar da genelde süslenip püslenip geliyor operaya ; fuayede de görülüyordu insanların bu işi biraz fazla ciddiye aldığı… Ancak oyun mu demek gerek opera mı bilemedim ama her neyse pek beğendiğimizi söyleyemeyeceğim. Her neyse fiyatlar çok uygun balkonda en ön sırada 6 euroya bilet bulmuştuk ; bir akşamı da ona ayırmak hiç de kötü olmuyor…
Opera Binası ve Daugava Nehri
Genel olarak Riga şehri iki konuda ön plana çıkıyor ve görülmeyi hak ediyor. Birincisi yazının başında da belirttiğim Rus ve Bolşevik etkisi… Bir ya da iki katlı ahşap binalar açık şekilde Rus etkisini ortaya koyarken , devasa kültür merkezi binası ise Bolşevik etkisinin göstergesi… Diğer bir taraftan ise kaçınılmaz olan bir Avrupa etkisi söz konusu ;tabii bir de adeta ortaçağdan kalmış sokaklar, doğal olarak diğer medeniyetlerin kesiştiği şehirler gibi Riga’da da çok özgün bir şehir yapısı karşımıza çıkıyor.
Rus Etkisinin En Somut Göstergesi:Ortodoks Kilisesi
Riga diyince kaçınılmaz olarak akla gelen hiç şüphesiz art nouveau… Ki kendisi Riga’yı görülmeye değer yapan ikinci öge.
Art Nouveau Bina
Riga’da yaklaşık 800 Art Nouveau bina bulunuyor ve hepsi çok güzel… Nedenini bilmediğim bir şekilde art nouveau mimariye karşı inanılmaz bir sempati besliyorum…(Bkz: Gümüşsu Palas, TurkishBank Genel Merkezi…)
Art Nouveau Başka bir Bina
Nehrin hemen yukarısındaki Elizabetes Street güzel art nouveau binaları barındıran güzel bir cadde ama işin doğru şehrin merkezindeki bir çok bina ayrı bir güzel…
Daha Başka Bir Art Nouveau Bina
İşte böyle… Biz gittik pek bir beğendik Riga’yı hem de gittiğimizde Kasım’dı yani pek soğuk olabilecek bir zaman ama gezerken havayla ilgili o kadar büyük bir sıkıntı çekmedik sadece biraz soğuktu 🙂
gezmedenolmaz 